Türksat Uydusu ile İlgili Güncel Konu, Yorum ve Sorular

Ünlü ekran yüzünün yeni adresi belli oldu!



Son 3 yıl TV100'ün Ankara Haber Müdürlüğü görevini başarıyla sürdürürken iki ay önce kanalla yollarını ayıran Bilgehan ATAY, yeni dönemde Kanal 3 ile anlaştı.

Son olarak TV 100 Ankara Haber Müdürü olarak çalışan tecrübeli ekran yüzü Bilgehan Atay, Kanal 3'le anlaştı.

Atay, hafta içi her akşam Kanal 3 Ana Haber'de izleyenleriyle buluşacak. Kadir Sayın'ın sahibi olduğu Kanal 3, iki yıl önce merkezini Afyon'dan Ankara'ya taşıyarak ulusal yayın çizgisine geçiş yaptı.

Genel Müdürlüğünü Selcen Çöygün'ün yaptığı kanal, geçtiğimiz günlerde sektörün deneyimli isimlerinden Faruk Demirel'i Genel Yayın Yönetmeni olarak transfer etti.

Kanal'ın son transferi ise, Faruk Demirel'le el sıkışarak görevine başlayan Bilgehan Atay oldu.

Bilgehan Atay'la Ana Haber, hafta içi her gün saat 18.00'de Kanal 3'te ekrana gelecek.



BİLGEHAN ATAY KİMDİR?

Bilgehan Atay; meslek hayatına 2002 yılında, Dünya Haber ve Reklam Ajansı'nda muhabir olarak adım attı.

2004 yılında SKY Türk'e transfer oldu. Burada Başbakanlık ve Yargı muhabirliği yaptı. Ayrıca, hafta içi her gün 'Ankara Gündemi' adlı programı hazırlayıp sundu.

2007 yılında ATA TV'ye geçen Bilgehan Atay, burada editör ve spiker olarak görev aldı. 'Diplomatik Gündem' programını hazırlayıp sundu. Ayrıca 'Son Haber', 'Yeni Bir Gün' ve 'Ana Haber' kuşaklarının hem editörlüğünü hem spikerliğini yaptı.

2009 ve 2010 yıllarında TRT Avaz ve TRT Belgesel kanallarında dış yapım programlar hazırlayıp sundu. 2010-2019 yılları arasında ise Kanal B'de görev yaptı. Burada, 'Güne Bakış', 'Genç Düşünce' ve 'Günce' programlarını hazırlayıp sundu, Ana Haber spikeri olarak görev yaptı.

2020'de Haber Global'e geçen Bilgehan Atay, bu kanalda da; Cumhurbaşkanlığı Muhabiri, Haber Spikeri ve Moderatör olarak görev aldı.

Son 3 yıl TV100'ün Ankara Haber Müdürlüğü görevini başarıyla sürdürürken iki ay önce kanalla yollarını ayıran Bilgehan Atay, yeni dönemde Kanal 3 ile anlaştı.

Medyaradar

Yerli diziler, yabancı senaryolar!

Recep Yazgan, Milat gazetesindeki yazısında, yerli dizilerde kadın-erkek kimliği, Batılı hayat tarzı, kapitalist reyting düzeni ve hamasi vatanseverlik temaları üzerinden sektörün temel ve köklü problemlerini ele alıyor.



Recep Yazgan, Milat gazetesindeki yazısında, yerli dizilerde kadın-erkek kimliği, Batılı hayat tarzı, kapitalist reyting düzeni ve hamasi vatanseverlik temaları üzerinden sektörün temel ve köklü problemlerini ele alıyor.

Yeşilçam sinemasının, 'zengin kız, fakir oğlan' melankolisini aşamayan, aşmak istemeyen Yerli dizilerimizin temel meseleleri;

Kışkırtılmış kadınlık, bastırılmış erkeklik, Batılı hayat tarzının içselleştirilmesi, kapitalizme karşı direnememek, hamasi vatanseverlik...

Yakından bakalım;

Kışkırtılmış kadınlık, bastırılmış erkeklik
Modern çağda kadın hakları meselesi kadın özgürlüğünü savunmaktan çıkıp kadın üstünlüğünü yücelten, kutsallaştıran hal aldı.

Popüler kültürü köpürten medya, 'bağımsız kadın' imajını sürekli kışkırtarak kadını kimi yerde güçlü, kimi yerde mağdur, kimi yerde ikisi aynı karakterde göstererek, kadın kimliğini, özgürlükten ziyade gelenekten, töreden intikam almaya odaklanmış hiyerarşik üstünlük arayışında Amazon modellemesine büründürülüverdi.

Kadın kimliği 'görünürlük' üzerine inşa edilirken, erkek kimliği giderek sessizleşti, silikleştirildi.

Sonuç; doğallık bastırıldı, yapaylık kışkırtıldı.

Senaristlerimize gerçek dengenin, üstünlükten yahut cinsellikten değil; yekdiğerini tamamlamaktan geçtiğini anlatmayı beceremedik.

Batılı hayat tarzının içselleştirilmesi
Aile, mahalle, inanç, aidiyet, kadim kültür değerleri yerli dizilerde yerini bulamıyor.

Toplumun içinden doğan hikâyeleri değil, Batı'nın müşteşrik; modernleşmiş Doğu tahayyülünü sürekli, farklı türleriyle yeniden yeniden üretmeye devam ediyor.

Cuma namazından dahi haberi olmayan erkek karakterlerinin yanında, günah - sevap mefhumlarına hayatının herhangi yerinde temas edemeyen kadın figürleri boy gösteriyor.

Evet, dizilerle ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulan batılı hayat tarzı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başaramadığını itiraf ettiği kültür devriminin başarılabilmesini, kopartılan kültürel süreklilik zincirinin tamir edilmesini iyiden iyiye zorlaştırıyor.

Kapitalizme direnememek
Dizi sektörü tamamen ticarileşmiş durumda.

Her hikâye, reklam ürünü şeklinde kurgulanıyor.

Karakterlerin hayat tarzları, kullandıkları markalar, mekânlar, diyaloglar dahi satış odaklı...

Kurgulanmış platformlarda 'derin hikâye anlatımı' yerine, 'reyting ekonomisi' belirleyici oluyor.

Dizilerde sürekli aynı yüzleri görmemizin sebebi; karakterler ürün halinde pazarlanıyor; 'kahraman' değil, alışkanlıklarımızın toplamı 'influencerler'...

Kapitalist tüketim endüstrisinin büyüyerek devam ettirilmesinin mekanizmasına dönüştürülmüş vaziyette.

Hikâye karakterleri artık insan değil, reklam aralarına yerleştirilmiş haz fenomenleri...

Evet, yerli dizilerin bitmek bilmez krizi;

Batılı hayat tarzının yerli değerlerin önüne geçmesi, kapitalist piyasanın hikâyeyi teslim alması.

Hamasi vatanseverlik!
Milli yerli dizilerde, emperyalizmin dayattığı Sykes-Picot sınırlarını korumak adına huduttan hududa koşarken, Mirzabeyoğlu'nun; "Vatan diye bildiğim fikrimin coğrafyası, Fikir yoksa vatan ne kuru toprak parçası..." derinliğine inmek yerine Ziya Gökalp'in paganist toprak zenginliğini mefkureleştirerek makas değiştiren, "Vatan ne Türkiye'dir Türklere Türkistan, Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir, Turan!" coğrafi belirsizlik hayalleri kuruluyor.

Üzerine hamasetin döküldüğü yurtseverlik nutuklarının aksiyonla tatlandırılmaya çalışılması eklendiğinde, ortaya, oluşturulmaya özen gösterilen ulus devlet edebiyatı, geniş, gerçek toplum tarafından 'satın alınmayan' diziler çıkıyor.

Recep Yazgan, Milat

Kanal 3 hafta sonu kuşağı kime emanet?



Kadir Sayın'ın sahibi olduğu ve Genel Müdürlük görevini Selcen Çöygün'ün, Genel Yayın Yönetmenliğini ise usta gazeteci ve televizyoncu Faruk Demirel'in üstlendiği Kanal 3, atılımlarını sürdürüyor.

2008 yılında Afyon'da kurulan ve 3 yıl önce merkezini Ankara'ya taşıyarak ulusal hale gelen Kanal 3, Faruk Demirel'in Genel Yayın Yönetmeni olarak göreve başlamasının ardından vites büyüttü.

Ana Haberini tecrübeli haberci Bilgehan Atay'a teslim eden Kanal 3, hafta sonu kuşağı için de deneyimli televizyoncu Elifşah Yasun Batur ile anlaştı.

Batur, Kanal 3'te hafta sonu sabah kuşağını hazırlayıp sunacak.



ELİFŞAH YASUN BATUR KİMDİR?

Ailesinin özellikle de annesinin izinden giden Elifşah Yasun Batur, TRT İstanbul Radyosu ve TRT Ankara Televizyonunda şekillenen çocukluk hayalinin peşinden gitti ve mesleğe 2004 yılında Kanal B Televizyonu'nda adım attı.

Batur Kanal B'de, kuruluşundan itibaren 18 yıl boyunca haber, tartışma, eğitim, kültür, sanat ve belgesel programların yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendi. Ardından haber spikerliği yaptı.

Yayıncılık hayatına; Tivi 6 ve Cadde Tv ile devam eden Elifşah Yasun Batur, son olarak Kanal 3'le anlaştı.

Medyaradar

Kanal 3 ünlü ekran yüzünü kadroya kattı!

Uzun yıllar radyo ve televizyon dünyasında başarılı projelere imza atan deneyimli isim, artık Kanal 3 ekranlarında izleyiciyle buluşacak.

2008'den bu yana yayın hayatını sürdüren ve 3 yıl önce merkezini Afyon'dan Ankara'ya taşıyarak ulusal kanal konseptini belirleyen Kanal 3, atılımını sürdürüyor.

Kadir Sayın'ın sahibi olduğu, Genel Müdürlüğü'nü Selcen Çöygün ve Genel Yayın Yönetmenliğini ise Faruk Demirel'in yaptığı Kanal 3, son olarak ekranların tanınan ismi Ekin Olcayto ile el sıkıştı.

1993 yılından bu yana çok sayıda televizyonda programlar hazırlayıp sunan Olcayto, her hafta cumartesi ve pazar günleri saat 23.00'te Kanal 3 Televizyonunda birbirinden önemli konuklarını ağırlayacak.



EKİN OLCAYTO KİMDİR?

1993 radyoculukla yayıncılık hayatına başlayan Ekin Olcayto, 16 yıl boyunca Show Radyo'da "Abuk Prenses" adlı programını yaptı.

Bu süreçte Star TV, Kanal D ve Show TV'de programlar yaptı.

Star TV'de 'Arka Sokak' isimli dizide hem oyunculuk hem de sunuculuk yaptı.

Kanal D'de 'İş Dünyası' adlı programa imza attı.

Show TV'de 'Show 10' adlı müzik programını sundu.

Olcayto, TRT'de sabah programı, yılbaşı programı, Eurovision Gecesi ve Hafta sonu programlarını yaptı.

Haberciliğe 2000 yılında NTV'den aldığı teklifle adım attı.

NTV'de 3 yıl haber sundu.

Ardından, Cine 5 ve Kanal 1'de ana haber spikerliği yaptı.

2015 yılında, CNN Türk'te aktüel konuların ele alındığı, 'Bazı Şeyler' adlı sohbet programını hazırlayıp sundu.

Son 15 yıldır, Dialog Anlatım ve İletişim Okulu'nda eğitmenlik yapan Olcayto, bu süreçte bir çok önemli markanın gecelerinde sunuculuk yaptı.

2018'de Haber Global'le anlaşan Ekin Olcayto, 2021 yılının sonuna dek bu kanalda "Ekin Olcayto ile Başka Şeyler" programını hazırlayıp sundu.

Olcayto'nun bu programı artık Kanal 3'te yayınlanacak.

Medyaradar

TÜRKSAT kablo altyapısını eve kadar fiberle yeniliyor
TÜRKSAT, geçen yıl sonunda 1 milyon hanede fiber altyapıyı tamamlarken, bu imkanı toplamda 5,5 milyon haneye ulaştırmak için çalışmalarına devam ediyor.



TÜRKSAT AŞ'den yapılan açıklamaya göre, şirket "Yeni Nesil Teknoloji Dönüşümü Projesi" kapsamında kablo internet altyapısını eve kadar fiber (GPON) teknolojisine dönüştürerek, 5,5 milyon haneyi 1000 Mbps (1 Gbps) hızla buluşturmak için adımlarını hızlandırdı.

Şirket, proje doğrultusunda, altyapısının bulunduğu tüm şehirlerde uzun ömürlü ve çevre dostu altyapıyla hız, düşük gecikme süresi ve kesintisiz bağlantı sağlayacak. TÜRKSAT, daireye kadar fiber internet hizmetiyle tüm kullanıcıları için altyapı yenileme işini ücretsiz yapacak, müşteri modemlerini yeni nesil fiber modemlerle değiştirerek, veri yükleme ve indirmede yeni dönem başlatacak.

KARAMAN YÜZDE 100 FİBERE GEÇTİ
Bu kapsamda geçen yıl sonu itibarıyla 1 milyon hanede fiber altyapı çalışmaları tamamlandı. Kısa sürede 2 milyon evde fiber internet altyapısına ulaşmak için çalışmalarını sürdüren TÜRKSAT, ilk olarak Karaman'da yüzde 100 fiber dönüşümü gerçekleştirdi. Şirket, Karaman'ın tamamına 1 Gbps'ye kadar çıkan yüksek hızda, kesintisiz ve güvenli internet vermeye başladı.

Şirket, fiber optik kablo altyapısını her yıl istikrarlı biçimde genişletmeye devam ediyor. 2022'de yaklaşık 21 bin kilometre olan fiber kablo uzunluğu, bu yıl yaklaşık 28 bin kilometreyi buldu. Yılın sonunda ise fiber uzunluğunun 30 bin kilometreyi aşması öngörülüyor.

Ayrıca bireysel kullanıcılar için sunulan eve kadar fiber internet ile yüksek hızda oyun, içerik üretimi ve kesintisiz bağlantı ihtiyacı karşılanıyor. GPON teknolojisiyle evlerde büyük dosya paylaşımları, yüksek çözünürlüklü video yüklemeleri ve bulut tabanlı uygulamalara erişim, 1000 Mbps hızında sağlanıyor. Kurumsal kullanıcılar içinse simetrik internet, yüksek verimlilik ve güvenli bağlantı avantajları sunuluyor.

KAYNAK : AA Haber7

Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman severlere müjde! Kuruluş Orhan'da tarih belli oldu

Reytingleri altüst eden "Diriliş Ertuğrul" ve "Kuruluş Osman" dizilerinin devamı niteliğindeki Kuruluş Orhan'da tarih belli oldu.



Yönetmen koltuğunda Bülent İşbilen'in oturduğu dizinin oyuncuları ve ekibi, çekimlerin de gerçekleştirdiği Bozdağ Film Platosu'nda basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Mehmet Bozdağ burada yaptığı konuşmasında, 12 yıldır Türkiye'de ve dünyada ilgiyle izlenen "Diriliş Ertuğrul" ve "Kuruluş Osman" dizilerine imza attıklarını, "Kuruluş Osman" dizisinin 125 ülkede izlendiğini ve milyarlarca kişiye ulaştığını söyledi.

Yeni bir döneme geçmeye hazırlandıklarını ifade eden Bozdağ, "Şimdi 'Kuruluş Orhan' dönemi başlıyor. Altı asır ayakta duran Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminin hikayesini anlatmaya çalışıyoruz. Ertuğrul, Osman ile başlayan dönem Orhan dönemine geçişle devam edecek. Orhan Gazi, Ertuğrul ve Osman'ın tabiri caizse surda açmış olduğu gediği büyüterek koca çınarı bir devlete dönüştüren, bu devleti teşkilatlandıran, hikayesini bugünlere taşımasına vesile olan en önemli isim." dedi.

Bozdağ, Orhan Bey ile Osmanlı Beyliği'nin bir devlet olma vasfını kazandığını vurgulayarak, "İlk para basıldı, ilk vezirlik sistemi kuruldu. İlk düzenli orduya geçiş sağlandı. Biz buradan yola çıkarak 12 yıllık hikayemizi bambaşka bir yere taşıma gayesindeyiz. Hem rejide hem oyuncu kadrosunda büyük bir değişime imza attık. Ertuğrul 5 yıl, Osman 6 yıl sürdü. İnşallah Orhan da uzun yıllar sürecek. Kendi adıma hayalini kurduğum bir dünyanın insanlar tarafından sevilmesi ve beğenilmesi ziyadesiyle mutlu ediyor." görüşünü paylaştı.

Orhan Bey döneminin ezberlerini yıktıkları, değiştirmeye çalıştıkları bir süreç olduğunu aktaran Bozdağ, "Çok iyi oyuncu kadroları geldi. Her biri gece gündüz çalıştı ve gerçekten destansı bir işe imza attı." ifadelerini kullandı.

"Kısa dönemde iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz"
Dizide "Orhan Bey" karakteriyle rol alan Mert Yazıcıoğlu, 29 Ekim'de herkesi ekran başına davet ederek, "Zor şartlarda kısa bir dönemde çok iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kaliteyi hiç bozmadan yapmaya çalışıyoruz. Umarım sizler de beğenirsiniz." diye konuştu.

Osman Gazi karakterini canlandıran Cihan Ünal, daha önce rol aldığı yapımları işaret ederek, "Padişahlık alışık olduğum bir şey. Osman bey teklifi gelince hiç yabancılık çekmedim. Zaten 40 seneye yakın bir zaman önce oynamıştım. Değerli arkadaşlardan bize kalan yaşlılık dönemi için teklif gelince memnuniyetle kabul ettim ve hep birlikte çok güzel bir çalışma içindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Ezber bozan bir iş oldu"
Dizide Tekfur Saroz karakterine hayat veren Burak Sergen, çok meşakkatli, zor bir yolda nihayete ereceklerini söyleyerek, "Çok güzel, cidden ezber bozan bir iş oldu. Ben de Devlet Tiyatrosu'ndan geldiğim için bu rollere çok alışkınım ama şu anda karşınızda bir Bizanslı olarak duruyorum." dedi.

Dizide Şahinşah Bey karakterini canlandıran Barış Falay, bu dönemin enteresan bir dönem olduğunu belirterek, "Heyecanlıyız, ben de kurum tiyatrosunda yıllarca çalıştım ama çok dönem işi yapmadım. Benim için çok yeni bir şey. Bütün ekip heyecanlı. Heyecan biz çalışırken de işimize yansıdı. Umarım seyir yerine de aşkla ulaşacaktır." görüşünü paylaştı.

Yönetmen Bülent İşbilen, ekip olarak sorumlulukla hareket ettiklerini belirterek, "Türk televizyon tarihinde efsane olmuş bir işin, ekibimle birlikte yönetmenliğini almak gerçekten gurur, onur verici. Aynı zamanda da iyi bir iş çıkarmak için ekstra bir sorumluluk getiriyor. Şükür ki şu anda izlediğimiz ve elimizde olan bölüm hepimizin gurur duyacağı çok güzel bir iş oldu." şeklinde konuştu.

"Aynı rüyayı görmekten mutluyum"
Senaristlerden Atilla Engin, 13 yıldır Mehmet Bozdağ ile birlikte çalıştıklarını ifade ederek, "Onunla birlikte aynı rüyayı görmekten mutluyum. Böyle bir ekiple çalışmaktan mutluyum. İnşallah seyircimiz bol olacak, hedefimize ulaşmış olacağız." dedi.

Dizide Flavius karakterini oynayan Şükrü Özyıldız, başlangıçtan itibaren çok yetkin bir çalışma ve ön hazırlık süreçleri olduğunu vurgulayarak, "Sette de sahneleri çekerken Mehmet Bey, Bülent hocam olsun her şey çok ince eleyip sık dokunuyor ve çok güzel bir iş çıktığını ben görüyorum. Umarım siz de aynı şeyi hissedersiniz. Ben de karşı taraftayım bu projede. Kamera kayıt dediği zaman birbirimize karşı hafif bir kin güdüyor gibi oluyoruz ama kayıt kesildikten sonra çok güzel ortamımız devam ediyor." şeklinde konuştu.

Nilüfer Hatun karakterini oynayan Mahassine Merabet, çok heyecanlı olduğunu dile getirerek, "Böyle büyük bir projenin parçası olmak çok gurur verici. Çok güzel bir oyuncu kadromuz var, çok büyük bir emek veriliyor. Umarım seyircilerimiz de beğenir." ifadelerini kullandı.

Alaeddin Bey karakteriyle izleyici karşısına çıkan Faruk Aran, yeni oyuncu kadrosu ve hikaye ile ezber bozan bir iş çektiklerini, böyle bir işi yapmaktan çok gururlu olduklarını ve kıvanç duyduğunu söyledi.

"Herkes farklı bir hikaye için elinden geleni yaptı"
Cerkutay karakterini oynayan Çağrı Şensoy, 6 yıldır taşıdığı sorumluluğu 7'nci seneye taşıyor olmanın heyecanını yaşadığını kaydederek, "Seyircinin çok seveceğine eminim. Burada çalışan herkes farklı bir hikaye, yeni bir dil, yol bulmak için elinden geleni yaptı. Bunun heyecanını seyirciyle paylaşacak olmak da büyük mutluluk." dedi.

Gonca Hatun rolünü üstlenen Belgin Şimşek, yeni bir hikaye, süreç ve ekiple beraber devam ettiklerini, 3 yıl olmasına rağmen her geldiğinde yeniden heyecanlandığını, bu serüvene şahitlik etmenin keyifli olduğunu anlattı.

Malhun Hatun karakteriyle izleyici karşısına çıkacak Bennu Yıldırımlar, ilgiyle izlenen bir dizinin yeni sayfasında yer almaktan dolayı çok sevinçli olduğunu ifade ederek, "Oyuncu arkadaşlarım, çok değerli yönetmenlerimle birlikte ben de yeni bir heyecan içinde olmaktan dolayı kıvanç duyuyorum." sözlerini kaydetti.

Boran karakterini oynayan Yiğit Uçan da yeni bir döneme geçtiklerini vurgulayarak, "Yeni bir reji dili, anlatım, dünya ve aynı heyecanla bu yola devam etmenin verdiği gururla yürüyoruz. Tüm oyuncu ustalarımız, arkadaşlarımızla yeni bir hikayeye yelken açtık ve gerçekten herkes gecesini gündüzüne katıp tüm bu kısa zamana rağmen elinden gelenin fazlasını yaptı." dedi.

Dizinin çocuk oyuncularından Mert İnce ve Ersen Karagöz, ağabey-kardeş olarak dizide yer aldıklarını, ekipten çok öğrendiklerini ve çok mutlu olduklarını aktardı.

Dizinin oyuncu kadrosunda Burak Sergen, Çağrı Şensoy, Can Atak, Sevinç Kıranlı, Tevfik Erman Kutlu, Numan Çakır, Özcan Varaylı, Onur Bay, İpek Arkan, Sena Mercan, Dinç Daymen, Atakan Yarımdünya, İbrahim Cem Tek, Tezhan Tezcan, Turpal Tokayev, Murat Boncuk, İrem Hergün, Sena Abay, Erkan Bilben, Mert Türkoğlu, Mücahit Temizel gibi isimler de yer alıyor.

Dizinin çekimlerinde 32 kişilik ana ekip dışında oyunculara Bozdağ Film bünyesinde bulunan 50 kişilik koreografi ekibi de eşlik ederken, dizinin birinci bölüm çekimlerinde 10 binden fazla yardımcı oyuncu rol aldı.

"Kuruluş Orhan" dizisinin yapım süreci hakkında
Çekimlerin gerçekleştirildiği Bozdağ Film Platosu'nda 5 bin metrekare alanda kurulan Bursa Tekfur Sarayı, giriş, çarşı, avlu, saray odaları, koridorları ve kabul salonu ile döneme uygun olması hedeflenerek yapıldı.

Plato içerisinde 100 metre uzunluğunda ve 12 metre yüksekliğinde Bursa Kalesi dış cephe girişi inşa edilirken Bursa Kuşatması'nın canlandırıldığı 10 bin metrekare alanda çadırlar ve döneme ait savaş aletlerinin bulunduğu karargah da inşa edildi.

Obalardaki el yapımı çadırlar Türkmenistan'da projeye özel olarak üretilirken, dizide ayrıca 20 bin metrekare alanda Bursa Şehri'nin inşasına başlandı.

Müzisyen Zeynep Alasya'nın 50 farklı temada beste yaparken, oluşturulan besteler farklı orkestralar tarafından seslendirildi.

Kostüm Tasarımcısı Serdar Başbuğ tarafından 120 ana ekip oyuncular için döneme ait kostümler üretilirken halk, asker gibi rollerdeki oyuncular için toplam bin kostüm üretildi. Başlık ve şapka tasarımcısı Mücella Mert de oyuncular için özel başlıklar üretti.

Dizinin efekt, görüntü ve animasyonların, aralarında ABD, İngiltere, Kanada, Hindistan, Güney Kore ve Pakistan'ın da yer aldığı 9 ülkede hazırlandı.

Akit Haber

Türksat, tüm Türkiye'yi 1 Gbps fiber internetle buluşturuyor
TÜRKSAT, geçen yıl sonunda 1 milyon hanede fiber altyapıyı tamamlarken, bu imkanı toplamda 5,5 milyon haneye ulaştırmak için çalışmalarına devam ediyor.



TÜRKSAT AŞ'den yapılan açıklamaya göre, şirket "Yeni Nesil Teknoloji Dönüşümü Projesi" kapsamında kablo internet altyapısını eve kadar fiber (GPON) teknolojisine dönüştürerek, 5,5 milyon haneyi 1000 Mbps (1 Gbps) hızla buluşturmak için adımlarını hızlandırdı.

Şirket, proje doğrultusunda, altyapısının bulunduğu tüm şehirlerde uzun ömürlü ve çevre dostu altyapıyla hız, düşük gecikme süresi ve kesintisiz bağlantı sağlayacak. TÜRKSAT, daireye kadar fiber internet hizmetiyle tüm kullanıcıları için altyapı yenileme işini ücretsiz yapacak, müşteri modemlerini yeni nesil fiber modemlerle değiştirerek, veri yükleme ve indirmede yeni dönem başlatacak.

Karaman yüzde 100 fibere geçti

Bu kapsamda geçen yıl sonu itibarıyla 1 milyon hanede fiber altyapı çalışmaları tamamlandı. Kısa sürede 2 milyon evde fiber internet altyapısına ulaşmak için çalışmalarını sürdüren TÜRKSAT, ilk olarak Karaman'da yüzde 100 fiber dönüşümü gerçekleştirdi. Şirket, Karaman'ın tamamına 1 Gbps'ye kadar çıkan yüksek hızda, kesintisiz ve güvenli internet vermeye başladı.

Şirket, fiber optik kablo altyapısını her yıl istikrarlı biçimde genişletmeye devam ediyor. 2022'de yaklaşık 21 bin kilometre olan fiber kablo uzunluğu, bu yıl yaklaşık 28 bin kilometreyi buldu. Yılın sonunda ise fiber uzunluğunun 30 bin kilometreyi aşması öngörülüyor.

Ayrıca bireysel kullanıcılar için sunulan eve kadar fiber internet ile yüksek hızda oyun, içerik üretimi ve kesintisiz bağlantı ihtiyacı karşılanıyor. GPON teknolojisiyle evlerde büyük dosya paylaşımları, yüksek çözünürlüklü video yüklemeleri ve bulut tabanlı uygulamalara erişim, 1000 Mbps hızında sağlanıyor. Kurumsal kullanıcılar içinse simetrik internet, yüksek verimlilik ve güvenli bağlantı avantajları sunuluyor.

Haber7

Çanlar halk TV'nin Londra sermayesi için çalıyor!

Güzel şeyler yazmak isterdim amma maalesef tablo pek iç açıcı görünmüyor. El konulan, küçülen ve kapatılan medya kuruluşları nedeniyle, yüzlerce gazeteci işsiz...

Burada dost bildiğin anam ısırgan otu
Elini tuttun mu bil ki elin yanıyor
Şeref ekmek bulamazken, şerefsiz budu
Götürdükçe ciğer aney içim yanıyor
Yanıyor da güzel anam yürek kanıyor
Şeref ekmek bulamazken, şerefsiz budu
Götürdükçe ciger aney içim yanıyor
Yanıyor da güzel anam yürek kanıyor...

Sırdaşlarım, yoldaşlarım, felaket arkadaşlarım...
Bugün sizi rahmetli Kıvırcık Ali'nın Isırgan Otu isimli bu parçasıyla karşılıyorum.
Karşılıyorum çünkü, bu satırları okuyan medya emekçilerinin çoğu,
düşük maaşla, iş güvencesizliğiyle, adaletsizlikle boğuşuyor.

Lafı çok uzatmaya gerek yok: Teşhisi koyalım.
Medyada görülmemiş bir kriz yaşanıyor.
Ve maalesef perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Yaza yaza dilimde tüy, klavyemde tuş bitti.
Her şey göz göre göre oldu.

Aslına bakarsanız bu krizler, en az 5 sene önce patlamalıydı.
Çünkü medyada gelir modelinin çöktüğünü...
Gelir adaletsizliğinin had safhaya ulaştığını...
Asıl yükü taşıyan omuzların kıymet görmediğini...
Medyada üretimin iyi haberciliğin bittiğini...
Haber değil fikir beyanı üzerinden yürüyen sistemin çökmeye mahkum olduğunu...
Hep söyledim.

Fakat gerek devlet sübvansiyonu- Demirören Medya'da olduğu gibi,
gerekse de medyaya enjekte edilen kaynağı belirsiz yasadışı bahis parası gibi,
finansmanlar yüzünden, çöküş ertelendi.
Ancak balon en sonunda patladı.
Peki şimdi ahvalimiz ne olacak yoldaşlarım?

Güzel şeyler yazmak isterdim amma maalesef tablo pek iç açıcı görünmüyor.
El konulan, küçülen ve kapatılan medya kuruluşları nedeniyle,
yüzlerce gazeteci işsiz.

Tenkisat dalgasının vurduğu son kanallar Ekol TV, TV100 ve el konulan Tele 1 oldu.
Zaten çalışma koşullarının ağırlığı ve özlük haklarının sefalet seviyesine düşmesi nedeniyle,
medya iş gücü ve kalitesinde büyük bir kan kaybı yaşanıyordu.
Meslek aşkı ya da başka nedenlerle sektörde kalanlar da,
tenkisat darbesi yedi.
Üstelik hem işsiz kalıp hem de tazminat alamama korkusu yaşayanlar da var.

Terzi kendi söküğünü dikemez.
Bizim gazeteci milleti de, her gün yüzlerce haber yapar,
amma kendi derdini dile getiremez.
Örgütlenemez. 

Size Tatar Ramazan filminden aldığım replikle felaket arkadaşlarım diye hitap ederken,
bir felaketin yoldaşı olacağımızı açıkçası bu kadar tahmin edemiyordum.
Peki filler tepişirken ezilen bizler ne edelim?

Naçizane dert arkadaşınız olarak gazetecilere ve medya yöneticilerine çağrıda bulunmak istiyorum.

- Gazeteciler dertlerini sosyal medya hesapları üzerinden daha çok dillendirsin, herkes birbirinin derdini paylaşsın.
- Medya yöneticileri, sektördeki özlük hakları meselesinin haber yapılması için elini taşın altına koysun
- Meslek kuruluşları işsiz gazeteciler için fon oluştursun. İş bulmaları için ön ayak olsun.
- Meslek temsilcileri Ankara'da, yaşanan krizin ses getirmesi için temaslarda bulunsun.
- İletişim Başkanlığı, medyadaki kriz hakkında tespit ve destek çalışmaları yürütsün.
- Mahallecilik, tarafgirlik yapmadan tüm gazeteciler birbirine el versin.

Kimse unutmasın, medya toplumların, devletlerin ve demokrasilerin can damarlarından biridir.
Bu damarın tıkanmasına el birliğiyle karşı koymalıyız.
Birlik olmalıyız.



TENKİSAT KABUSU NERELERİ SARACAK?

Sırdaşlarım bu uzun durum tespiti ve çözüm önerilerimden sonra,
gelelim acı gerçeklere.
Hafta geçmiyor ki onlarca gazeteci işsiz kalmasın.
Tek tük sosyal medya paylaşımlarından bir yerlerde bir şey olduğunu anlıyoruz amma...
Gelin görün ki medya dünyasının en afili ve prestijli sitesi Medyaradar olmasa,
kimsenin sektörde yaşanan depremleri duyuracağı yok!
Bu sitede yazdığım için değil sırdaşlar fakat,
gazeteciye ve emekçiye ses verdiği için,
iyi ki Medyaradar var demekten de kendimi alamıyorum!
Özellikle sevgili editörümüz, adeta medyanın ayaklı tarihi ve hafızası.
Ünlü ünsüz demeden, her emekçinin haber değeri taşıdığını düşünür,
ve seslerini duyurmalarına yardımcı olur.
O da iyi ki var!

Bu kadar peşrevden sonra yine geleyim sadede...
Medyaradar'ı takip edenler duydu, Ekol TV ve TV100 büyük bir küçülmeye gitti.
Her iki kanaldan da toplam 300'e yakın kişi çıkarıldı.
Özellikle Ekol TV için kapanma senaryoları gündemde.
Kasım ayı içerisinde de büyük bir tenkisat dalgası olacak,
bu dalgadan sonra da kapanıp kapanmayacağı netleşecek.

TV100 için de yeni bir tenkisat dalgasından söz ediliyor.
Fakat asıl dalganın, hatta tsunaminin,
şu anda TMSF yönetiminde olan Habertürk grubunda yaşanacağı konuşuluyor.
TMSF yönetiminin önümüzdeki günlerde,
pek çok kişiyle yolları ayıracağı keskin kulaklarıma gelen bilgilerden.

Ammaaaaa anladığım o ki, asıl tenkisat satıştan sonra gerçekleşecek.
Habertürk TV, internet sitesi, Bloomberg ve Show TV'nin yakın zamanda satılacağı iddia ediliyor.
TMSF süreci çok uzun sürmeyecek.
Kanalların ayrı ayrı satılacağı da yine iddialar arasında.
Asıl işten çıkarmaların yeni patronların inisiyatifinde olması da konuşulan bir diğer senaryo.
Özellikle Habertürk bünyesinde şişik bir kadro yapılanması olduğu,
bankamatik memurlarının bulunduğu ve TMSF ile yeni gelecek patronların ilk iş olarak bu kadrolardan kurtulacağı da,
yine kulislerde dillendirilen bilgilerden.
Çalışmadan maaş alanlara diyecek hiçbir şeyim yok ancak umarım bu dalgalar gerçek emekçiyi vurmaz.



MAHİROĞLU NEYİ GİZLİYOR?

Sırdaşlarım lütfen hakkımı teslim edin,
Halk TV'nin patronu Cafer Mahiroğlu'nun çevirdiği alavereleri yıllardır bendeniz yazdı.
Ve bir kere de haksız çıkmadı.
Diyeceksiniz ki bre deli Keskin.
Senin adamla derdin ne?

Açık konuşayım pek radarımda değildi kendisi.
Fakat ne zaman ki emekçiye kurtlu makarna yedirdi, mobbing yaptı...
Halk TV emekçisi de maillerle derdini bana emanet etti,
işte o gün bu gündür kaynağı belirsiz paralarla sefa sürüp bir grup ekran yüzünü zengin eden,
diğerlerine de sefaleti layık gören Mahiroğlu'yla derdim başladı.

Neyse sırdaşlarım, o kadar yazdık çizdik amma Mahiroğlu bildiniğini okumaya devam etti.
Londra'da firari olarak sürdüğü hayatında keyfi yerindeyken,
uzaktan yönettiği kanalda gazeteciler hem sefalet maaşı alıyorlar hem de kelle koltukta iş yapıyorlar.

Halk TV'yi satma ve elden çıkarma çabaları boşa düşen Mahiroğlu,
kanalın para musluklarını iyiden iyiye kapatmış durumda.
Tek bir yatırım bile yapmıyor.
Sadece ''maaşları başka yerlerden ödenen'' ekran yüzleri transfer ediliyor.
Onun haricinde kanalda ne doğru düzgün bir haber merkezi var
ne de editoryal bir kadro.

Ve keskin kulaklarıma gelen bir bilgi doğru ise,
işler daha da kötüye gidebilir.
Malumunuz sırdaşlarım devlet uzun süredir Türkiye'den yurtdışına özellikle de Londra'ya kaçırılan paraların peşinde.
Ve elbette bunların kara para bağlantıları da çözülmeye çalışılıyor.
Görünen o ki Mahiroğlu ve Londra'daki bağlantıları tam bu işlerin göbeğinde.
Halk TV'yi nasıl finanse ettiği de devletin büyüteçinin altına alınmış durumda.
Uzun süredir burnuma gelen pis kokuların kaynağı,
belli ki çok yakında ortaya çıkacak.

Devlet, siyasetin olduğu kadar medyanın finansmanı konusunda da büyük bir neşter vurma hazırlığında.
Aslında Can Holding soruşturmasıyla başlayan bu neşter darbeleri,
aynı hız ve derinlikte devam edecek.
Hep beraber takipte olacağız.
Bakalım hangi kanalın altından, hangi gizli isimler çıkacak?

Medyaradar

Medya Dünyasında Çalkantılar: CHP- Tele1 Ekibi ve Yeni Kanal Arayışları

Siyasetin sert rüzgârı medyayı da savuruyor: Tele1'de kayyum süreci yeni bir kanal planını tetiklerken, Sözcü TV'de Şeref Oğuz ve Ozan Bingöl ekranlara döndü. Kayyum yönetimindeki dev medya organındaki taciz iddiasında ise hassas süreç devam ediyor.

Kıymetli okurlar, ülkemizde iktidar ve muhalefetin gündemleri her ne kadar iç içe geçmiş gibi görünse de, farklı eksenlerde ilerlemeye devam ediyor. İktidar, dış politika ve ekonomi odaklı bir yol haritasıyla ilerlerken, muhalefet ise soruşturmalar ve siyasi mücadelelerin gölgesinde çetin bir süreç yaşıyor. Bu çalkantılı atmosferde, medya dünyası da kendi rotasını bulmaya çalışırken bir yandan ekonomik zorluklarla mücadele ediyor. Özellikle finansal sıkıntılarla yüz yüze kalan büyük küçük pek çok medya kuruluşu arasında dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Şimdi sizleri, bu hareketli gündemin öne çıkan başlıkları arasında kısa bir yolculuğa davet ediyorum.



Tele1 Ekibi ve CHP Eksenli Yeni Arayışlar...

İlk durağımız, son dönemde medya dünyasının en çok konuşulan kanalı Tele1...

Kanalın kurucusu Merdan Yanardağ'ın "casusluk" iddiasıyla tutuklanması ve ardından Tele1'e kayyum atanması, sektörde büyük bir yankı uyandırdı. Bu olayların ardından, kanalın ekran yüzleri ve çalışanlarının büyük bir kısmı istifa etti. Yaşanan bu gelişmeler, medya dünyasında olduğu kadar siyaset sahnesinde de geniş bir tartışma yarattı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamada, Tele1 ile aynı ismi taşımayacak ancak aynı kadroyu koruyacak yeni bir kanal kurulmasına destek vereceklerini duyurdu.

Bu açıklamanın ardından, CHP ile Tele1 ekibi arasında yoğun bir iletişim trafiği başladı. Süreci yöneten isimler ise dikkat çekici: CHP cephesinde bu sürecin koordinasyonunu, televizyon dünyasının yakından tanıdığı ve aynı zamanda CHP'nin İletişim Koordinatörü olan gazeteci Yavuz Oğhan üstlenmiş durumda. Tele1 tarafında ise koordinasyon görevini Ana Haber Bülteni sunucusu Murat Taylan ile kanalın Haber Müdürü Süleyman Sarılar yürütüyor.

Henüz yeni kurulacak kanalın adı belirlenmiş değil; ancak mevcut yayında olan bir kanalın satın alınarak hızlı bir şekilde yayın hayatına başlanması planlanıyor. Bu süreç, istifa eden ekip arasında da büyük bir heyecan yaratmış durumda. Ancak tüm bu gelişmelerin ortasında akıllardaki en büyük soru işareti, televizyon yayıncılığının son derece maliyetli bir iş olması ve siyasi bir partinin bu projeye ne ölçüde destek verebileceği.

Fikri Takip: Kayyum Yönetimindeki Taciz İddiaları

Bir diğer dikkat çekici konu ise kayyum yönetiminde yaşandığı iddia edilen taciz olayı. Daha önceki yazımda büyük bir medya grubunda yaşandığı öne sürülen bu iddiayı dile getirmiştim. Aldığım bilgilere göre, kayyum heyeti iddia sahibi genç kızın ifadesini almış durumda. Ancak bu tür iddialar son derece hassas ve ispat gerektiren konular. Sevmediğiniz bir yöneticiye yönelik bu tür suçlamalar hem sakıncalı hem de yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Şu an için ilgili yönetici koltuğunda oturmaya devam ediyor ve kayyum heyeti henüz bir karar almış değil.



Sözcü TV'de Ekranlara Dönen İsimler

Sözcü TV ekranlarında uzun süredir görmediğimiz iki önemli isim, Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ve Vergi Uzmanı Ozan Bingöl...

Özlem Gürses'in Hafta Sonu Ana Haber Bülteni'ni sunmaya başlamasıyla bu iki isim yeniden Sözcü TV ekranlarında izleyiciyle buluştu.

Bu iki değerli ismin ekonomiye dair analizlerini her zaman beğenmişimdir. Şeref Oğuz, uzun süredir Ebru Baki ile birlikte yayın yapmaktaydı ancak Baki'nin Halk TV'ye geçişi sonrası kendisini ekranlarda görememiştik.

Ozan Bingöl ise Sözcü TV'ye çıkmaz olmuştu! Ve daha çok YouTube yayınlarıyla karşıma çıkıyordu.

Sözcü TV'nin başarılı sabah kuşağı "Para, Politika ve Hayat" programının Damla Doğan Tuncel'e emanet edilmesiyle bu iki üstadı yeniden görmek benim için hem şaşırtıcı hem de sevindirici oldu.

Hayırlısı olsun diyorum...

Kalın sağlıcakla...

'Ekran Kedisi'ne ulaşmak için: medyaradar@gmail.com

Medyaradar

AKSU TV 18 yaşında! Kahramanmaraş'ın sesi, vicdanı ve hafızası



Kahramanmaraş'ın dünyaya açılan penceresi, bölgenin en köklü medya kuruluşlarından Aksu TV, yayın hayatındaki 18. yılını ve yeni yayın dönemini büyük bir gururla kutluyor.



Kurulduğu günden bu yana şehrin nabzını tutan, haberden kültüre, sanattan spora kadar her alanda Kahramanmaraş'ı en doğru ve samimi biçimde ekranlara taşıyan Aksu TV, bugün yalnızca bir televizyon kanalı olmanın ötesinde, Kahramanmaraş'ın sesi, vicdanı ve hafızası haline geldi.

Aksu TV Genel Müdürü Cüneyt Beyit, yeni yaşın coşkusunu şu sözlerle dile getirdi:"Bu heyecanı hep birlikte yaşamanın mutluluğuyla 18. yılımızı kutluyoruz. Aksu TV, kuruluş sürecinde pek çok zorluğu geride bıraktı, acıları da sevinçleri de bu şehirle birlikte yaşadı. Bugün gururla söylüyoruz ki, biz sadece bir televizyon kanalı değiliz; Kahramanmaraş'ın sesi, vicdanı ve hafızasıyız."

Beyit, Aksu TV'nin 18 yıllık yolculuğunda her zaman halkın desteğiyle büyüdüğünü belirterek şunları ekledi:"Kanalımızın arkasında her zaman Kahramanmaraşlı hemşehrilerimizin sarsılmaz desteği vardı. İşte bu güçle 18. yılımızda sadece uydu yayıncılığında değil, dijital dünyada da büyüyen, güçlü bir medya markası olarak yolumuza devam ediyoruz. Bizim başarımız, bu şehrin hikâyesidir."

Yeni yayın döneminde de aynı kararlılıkla yoluna devam edeceklerini vurgulayan Beyit, Aksu TV'nin ilkeli, tarafsız, güvenilir ve şehri merkezine alan yayıncılık anlayışından asla ödün vermeyeceğini ifade etti.

Kahramanmaraş'ın kültürel kimliğini, ekonomik gücünü ve sosyal dinamizmini ekranlara taşıyan Aksu TV, 18 yıllık yayın serüveni boyunca binlerce  habere, yüzlerce  programa ve milyonlarca izleyiciye ulaştı.

Bugün Aksu TV; uydu yayıncılığın yanı sıra dijital platformlarda, sosyal medya mecralarında ve canlı yayın ağında şehrin sesi olmaya devam ediyor.
Aksu TV, yalnızca bir medya kuruluşu değil, Kahramanmaraş'ın ortak belleği, duygusu ve gururudur.

18 yıl boyunca bu şehrin kalbinde atan Aksu TV, bundan sonra da aynı inançla, aynı sevdayla "en yakın, en doğru adres" olmaya devam edecek.
 

Kaynak: Haber Merkezi

https://www.konhaber.com/

TBF'den İletişim Başkanı Burhanettin Duran'a ziyaret
Türkiye Basın Federasyonu (TBF) heyeti, İletişim Başkanı Fahri Burhanettin Duran'ı makamında ziyaret etti.



TBF yetkilileri, İletişim Başkanı Burhanettin Duran ile bir araya gelerek yerel ve ulusal medyanın yaşadığı sorunları içeren kapsamlı bir rapor sundu.

Toplantıda, özellikle TÜRKSAT uydu ücretlerinin yüksekliği ve dolar üzerinden alınmasının yanlışlığı gündeme getirildi. Federasyon temsilcileri, bu durumun yerel medya kuruluşlarını ciddi şekilde zorladığını ifade etti.

Dijital mecraların hızla gelişmesinin, hem fırsatlar hem de tehditler barındırdığına dikkat çekildi. Bazı dijital platformların yurt dışı kaynaklı olması nedeniyle denetim yapılamadığı, buna karşın reklam pastasının büyük kısmını bu mecraların aldığı belirtildi. Bu kapsamda, geleneksel medyanın korunmasına yönelik yasal düzenlemeler talep edildi.

Ayrıca toplantıda, telif hakları konusunda bir birlik sağlanması gerektiği vurgulandı. Farklı meslek birliklerinin farklı ücretlendirmeler uygulamasının sektörde karmaşa yarattığı ifade edildi.

Gazeteciler, mesleki haklar kapsamında yeşil pasaport verilmesi talebinde de bulundu.

TBF Genel Başkanı Sinan Burhan, "İletişim Başkanımız Sayın Burhanettin Duran'a nazik kabullerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Medyanın sorunlarının çözümünde katkı sağlayacağına inancımız tamdır." dedi.

"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ELİMİZDEN GELEN KATKIYI VERMEYE HAZIRIZ"
İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Türkiye Basın Federasyonu üyelerinin taleplerini dinleyerek şu ifadeleri kullandı:

"Biz ve ekibimiz her zaman medyanın yanında yer alacağız. Sorunların çözümü için elimizden gelen katkıyı vermeye hazırız."
Türkiye Basın Federasyonu Başkanı Sinan Burhan ise "İletişim Başkanımız Sn Burhanettin Duran'a nazik kabulleri için teşekkür ederiz" dedi.

Haber 7