UYDUMTÜRK Forumunda Günün Haberi

Türk Medya'dan üst düzey ayrılık haberi geldi! 13 yılın ardından veda etti...



Türk Medya'dan üst düzey ayrılık haberi geldi. 13 yıldır grupta görev alan isim veda etti.

Türk Medya çatısı altında bulunan 360 TV'de üst düzey veda yaşandı. MedyaRadar'ın özel haberine göre 2016 yılından bu yana 360 TV Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdüren Oğuz Altuğ Demirel kurumla yollarını ayırdı.

Yaklaşık 30 yıllık kurumsal medya kariyeri olan Oğuz Altuğ Demirel'in bundan sonraki dönemde kendi yapım şirketi aracılığıyla medya dünyasına yenilikçi projeler kazandırmayı hedeflediği öğrenildi.

OĞUZ ALTUĞ DEMİREL KİMDİR?

Medya sektöründe 30 yılı aşkın deneyimi olan Oğuz Altuğ Demirel daha önce ATV, Star, Now ve NTV Spor gibi kanallarda yönetmenlik ve yöneticilik görevlerinde bulundu. Aynı zamanda İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak dersler verdi. Halen İstinye Üniversitesi Danışma Kurulu Üyeliği'ni sürdürmektedir.

2016 yılından bu yana 360 TV Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdüren Oğuz Altuğ Demirel, kariyerine kendi yapım şirketinde devam edecek.

Medyaradar

AZTV: Türk Medyası Azerbaycan-İsrail İlişkilerinde Yalan Haber Yapıyor!

"Azerbaycan'dan Türk Medyasına Sert Dezenformasyon Tepkisi"



Azerbaycan Devlet Televizyonu AZTV, Türk medyasında son dönemde çıkan haberlerle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Yayınlanan haberde, Türk medyasının Azerbaycan-İsrail ilişkilerine dair dezenformasyon yaptığı iddia edildi. Özellikle Hürriyet ve Sabah gazetelerine tepki gösterilirken, "Bu gazetelerin iktidara yakınlığı herkesçe biliniyor. Ancak Türkiye yetkilileri sessiz kalıyor. Bu çirkin kampanya neden yürütülüyor?" ifadeleri dikkat çekti.

Hürriyet ve Sabah'a Sert Eleştiri

AZTV'nin haberinde, "Azerbaycan'dan açıklama: Eurovision 2026'da İsrail yoksa biz de yokuz" başlıklı haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamaya rağmen söz konusu haberlerin farklı medya kuruluşlarında yayılmaya devam etmesi tepki topladı. Haberde, Hürriyet ve Sabah'ın da bu iddiaları tekrar etmesi şaşkınlıkla karşılandı.

İletişim Başkanlığı'na Çağrı

Haberde ayrıca, BM 80. Genel Kurulu sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu'nun konuşmasını Azerbaycan heyetinin dinlediğine dair sahte fotoğraf ve haberler üretildiği öne sürüldü. Ancak yayınlanan görüntülerde Azerbaycan heyetinin salonda olmadığı açıkça görüldü. Bu noktada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na seslenilerek, "Türkiye'de sahte bir fotoğraf konusunda bile açıklama yapan kurumlar, Azerbaycan ile ilgili konularda neden susuyor?" sorusu yöneltildi.

Bilinçli Kampanya İddiası

AZTV, Türkiye ve Azerbaycan'ın 2021'de kurduğu Ortak Medya Platformu üzerinden dezenformasyonla mücadele edildiğini hatırlattı. Haberde, "Eğer Türk medyasında bu yalan haberler sürerse, Ortak Medya Grubu'nun dayanışma anlamı kalmaz" denildi.

Medya uzmanı Müşfik Aleskerli ise, "Azerbaycan'ın müttefiklik ettiği devletlerle arasının bozulması için bilinçli bir kampanya yürütülüyor. Bu sadece medya değil, aynı zamanda siyasi bir mesele. Sürecin arkasında farklı odakların olması ihtimal dahilinde" yorumunda bulundu.

Medya Alemi

Medyanın toplum ve siyasetteki rolü: "Kapıcılar Kralı" filmi üzerinden değerlendirme...

Dr. Aykut Özer yazdı: Dünyada uzun zamandan beri sembollerle ve subliminal mesajlarla hayata yön verilmektedir. Özellikle radyo, sinema, televizyon ve sonrasında internetin icadıyla toplumlar çok farklı yönlere evrilmiştir. Bu unsurlara hâkim olan toplumlar, birçok noktada diğer toplumlara üstün gelmeyi başarmıştır.



Dr. Aykut Özer yazdı: Dünyada uzun zamandan beri sembollerle ve subliminal mesajlarla hayata yön verilmektedir. Özellikle radyo, sinema, televizyon ve sonrasında internetin icadıyla toplumlar çok farklı yönlere evrilmiştir. Bu unsurlara hâkim olan toplumlar, birçok noktada diğer toplumlara üstün gelmeyi başarmıştır. Çünkü bu sosyo-iletişim araçları, toplumların hem iç hem de dış dinamiklerine büyük etki edecek bir hacme sahiptir. Bu iletişim araçları üzerinden yayınlanan, yediden yetmişe hemen her kesimin ilgi odağı olan dizi ve filmler üzerinde durmak gerekir.

Her film ve dizi, aslında bir amaç ve verilmek istenen bir mesaj üzerine inşa edilmiştir. Bu bağlamda, sinema ve televizyon sektörünün çeşitli amaçlarla kullanıldığı görülmektedir. Özellikle son zamanlarda sektörün devletler arası iletişim ve hatta istihbarat amaçlı kullanıldığına dair dedikoduların yaygın hâle geldiği görülmektedir. Bu konudaki iddiaları desteklemek için birkaç film ve filmdeki replikleri dikkatlice incelemek yeterli olacaktır.

Bu filmlerin başında, hepimizin yakından tanıdığı, severek izlediği ve sonraki kuşaklar arasında da yer bulan Kemal Sunal filmleri gelmektedir. Hiç şüphesiz, bu başyapıtların ilk günkü özelliğini yitirmediği ve her dönemde değerini muhafaza ettiği bir gerçektir. Bu durumun üzerinde etkili olan birçok faktör sayılabilir. Ancak söz konusu filmlerde en önemli faktörlerin; subliminal mesajlar içermesi, hem içinde bulunduğu dönemin hem de sonraki dönemlerin siyasi, sosyal ve ekonomik tablosunu doğru bir şekilde ortaya koyması ve daha da önemlisi Türk milletini doğru özetlemiş olması gibi hususlar olduğu ifade edilebilir. İşte bu gibi faktörler, Kemal Sunal filmlerinin nesiller boyu aktarılmasını sağlamış ve ilk günkü kalitesini korumasında büyük rol oynamıştır.

Türkiye Sinemasında İdeolojik Kodlar: Kapıcılar Kralı Örneği
Kemal Sunal filmleri derin siyasi mesajlar içermektedir. Bu noktada en belirgin olan filmi Kapıcılar Kralı'dır. Hepimizin severek izlediği, izlerken çok güldüğü ve Sunal'ın başyapıtlarından biri olan Kapıcılar Kralı filmini gelin birlikte analiz edelim ve verilmek istenen ya da bilinçli olarak birilerine gönderilen siyasi, toplumsal, dinî şifre ve mesajları anlamaya çalışalım.

Kapıcılar Kralı, yönetmenliğini Zeki Ökten'in yaptığı, senaryosunu Umur Bugay'ın yazdığı, başrollerinde Kemal Sunal, Sevda Ferdağ, Bilge Zobu ve Sevil Üstekin gibi usta oyuncuların yer aldığı 1976 yapımı bir Türk komedi filmidir. Kemal Sunal'ın kariyerindeki en unutulmaz filmlerinden biri olarak kabul edilen Kapıcılar Kralı, 14. Altın Portakal Film Festivali'nde ödüle lâyık görülmüştür. Bu film, Sunal'a En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandırarak kariyerinde ilk büyük ödülünü almasını sağlamıştır. Bunun yanında Sunal, bu ödülle sinema tarihinde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü bir komedi filmiyle kazanan "ilk oyuncu" olma unvanını elde etmiştir. Bu filmin Sunal'ın oyunculuk hayatına bu denli etki etmesi, esasında başarısından da öte bir durumu açıkça ortaya koymaktadır. Anlaşılan o ki film yapımcısı ya da yapımcılar istedikleri amaca ulaşmışlar ve Sunal'ı bu performansından ötürü maddi ve manevi olarak tebrik etmişlerdir.

Medya, İktidar ve Halk
Film, Seyit isminde Anadolu'dan İstanbul'a yeni gelmiş bir kapıcının apartmandaki diğer kişilerle diyaloğunu ve köşeyi dönme çabasını anlatmaktadır. Filmin 12 Mart 1971 Askerî Muhtırası sonrası ve 1980 Askerî Darbesi'nden önce çekilmesi çok mânidardır. Nitekim bu olayların izleri filmde açık bir şekilde görülmektedir. Aslında Seyit'in kapıcılık yaptığı apartman sıradan bir apartman değildir; Türkiye'nin kendisini simgelemektedir. Apartmandaki dairelere ve daire sakinlerine bakıldığında bunu anlamak mümkündür. Buna göre, apartmanın en üst katında banker yani sermaye sahipleri oturmaktadır. Onun bir altında albay yani askerî vesayet; bir altında dedikoducu kadın yani medya; bir altında apartman yöneticisi yani siyasetçiler; bir altında memur yani bürokrasi ve en alt katında ise kapıcı ve ailesi yani fakir ve köylü Anadolu halkı oturmaktadır. Apartman, başlı başına Türkiye'deki mevcut hiyerarşik düzeni gözler önüne sermektedir.

Sermaye, bu hiyerarşik düzende en üst sınıftadır, çünkü dünyadaki tüm ülkelerde sermaye her şeydir. En otoriter askerî vesayet bile bir sermayeye ihtiyaç duymaktadır. Filmde en üst katta oturan sakinin (Banker Übeyt Bey) evinde tam beş kilitli bir kapı bulunmaktadır. Bu kapının sadece onun evine özgü olması, verilmek istenen mesajı açıkça ortaya koymaktadır. Bu durum, Türkiye'nin sermaye sahipleri için ne kadar güvensiz bir ülke olduğu anlamına gelmektedir. Özellikle 1970'lerin Türkiye'sinde sermaye sahipleri, "çok daha şiddetli komünizm gelecek" diye diken üstündedir. Burada bir parantez açmak gerekirse, en üst kata yani bankerin karşısına hırsız karakterinde biri daha taşınır. Bu ise "Türkiye'de zengin olacaksan ya hırsız olacaksın ya da tefeci" mesajını bilinçaltımıza işlemektedir.

Askerî Vesayet ve Sivil İktidar Gerilimi
Bankerin altında albay oturmaktadır. Filmde albay oldukça otoriter bir karaktere sahiptir. Yönetici, apartmanı yönetmektedir. Ancak apartmanda yaşanan kriz sonrasında albayın, "Söz geçiremiyorsanız istifa edin efendim. Mahvettiniz bu apartmanı!" ifadeleri, Türkiye'de her zaman yönetime birtakım sebeplerle askerî vesayetin el koyduğu mesajını iletmektedir. Bu arada, apartmanda sorun çıkaran ve siyasetçiyi (hükûmeti) görevinden eden aile profili oldukça mânidardır. Siyasetçinin istifa etmesine ve askerin yönetimi ele almasına yol açan ailede kadın, başı kapalı biridir ve kocası da agresif ve sinirli bir kişiliktir. Bununla Türkiye'de yönetimin değişmesinde etkili olan sağ ve sol hareketlere bir gönderme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu anlamda, askerî darbelerin bazen dinî meseleleri bazen de solcu eylemleri bahane ederek yönetime müdahale ettiğini göstermektedir.

Asker yönetici olduktan sonra baskılar artmaktadır. Kapıcının zam taleplerini askerin sert bir dille reddetmesi, darbelerden sonra toplumda en çok zarar gören kesimin işçiler olduğu mesajını vermektedir. Özellikle albayın kapıcıya bahşişi yasaklaması bir diğer önemli mesaja işaret etmektedir. Bu bağlamda kapıcı, veresiye defterini şişirmek ve askerin oğluna içkileri fahiş fiyat üzerinden satmak gibi çeşitli yollarla, yasaklanan bahşişlerin daha fazlasını elde edecektir. Bu durum, rüşvet ve imtiyazın farklı yollarla daha da artarak devam ettiğine işaret etmektedir. Yani baskıcı yönetim, her zaman halkı gayrimeşru işlere zorlamıştır ve zorlayacaktır.

Asker yönetimi ele aldıktan sonra aynı sorunlar artarak devam etmektedir. Burada özellikle askerî ve sivil yönetim arasındaki farka dikkat çekildiği çok açıktır. Çünkü eski yönetici yani sivil yönetim sorunlara konuşmacı bir üslupla ılımlı bir tavır sergilerken, yeni yönetici yani askerî yönetim ise silah çekerek ve kapıyı kırarak baskıcı ve zorbacı bir tutum içerisinde olmuştur. Anlaşılan o ki ne sivil ne de asker, apartmandaki sorunu çözememekte ve sorun daha da derinleşmektedir. Bu itibarla Türkiye'deki sorunları ne askerî yönetimin ne de sivil yönetimin çözebildiği gösterilmektedir. Nitekim bunun bedelini her zaman olduğu gibi yine halk ödemiştir. Burada halkı sembolize eden Seyit'in sürekli dayak yemesi, bunu gözler önüne sermektedir.

Apartmandaki dedikoducu kadın, tamamen Türk medyasını simgelemektedir. Medya, askerin altında ama siyasetçinin üstünde yer almaktadır. Bu yerleşim de öyle tesadüfi değildir. Çünkü medya, siyasetçiyi istediği gibi eleştirme ve hatta koltuğundan ederek başka birini getirebilecek bir güce sahiptir. Ancak asker için aynı şey geçerli değildir. Medya, şiddetlenen olaylarda her zaman geri çekilmekte, memurun sıkıntısını gündeme hiç getirmemekte, ciddi konulardan daha çok magazinel meselelere yönelmektedir.

Sınıf Ayrışması ve Güncel Yansımalar
Memur, apartmanın birinci katında ve film boyunca sıkıntı çeken bir karakteri canlandırmaktadır. Bu durum, orta direk olarak nitelendirilen memurun o zaman da bugün de hep maddi sıkıntı içerisinde olduğunu göstermektedir. Hatta alım gücünün her geçen gün daha da düştüğü mesajı verilmektedir. Ancak 1970'ler ile 2024 yılını kıyasladığımızda, o dönemde sosyal sınıf farklarının bugünkü kadar uç noktada olmadığı anlaşılmaktadır. Örneğin, film sahnesinde Cihangir'de her kesimden aile bir apartmanda oturabilmektedir. Ancak bugün böyle bir tabloyu görmek imkânsızdır. Bu durum, günümüzde sosyo-ekonomik sınıfların çok keskin olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.

Apartmanın en altında, yani kapıcı dairesinde oturan karakter, Anadolu insanını karakterize etmektedir. Kapıcının içki dolabını besmele çekerek açması, kürtaja karşı çıkması ve eşini muayene ederken doktorun yanında olmak istemesi gibi davranışlarıyla açıkça Türk halkının muhafazakâr yapısına bir gönderme yapılmaktadır. Apartmandaki tüm sakinlerin kapıcıya köle muamelesi yapması ve onu aşağılaması ise sermaye sahiplerinin, ordunun, medyanın, siyasetçilerin ve bürokrasinin halkı hor görme, kullanma ve sömürme eğilimini yansıtmaktadır. Buna rağmen apartmanın tüm anahtarlarının kapıcıda olması, çok net bir şekilde her şeyin asıl sahibinin halk olduğu mesajını vermektedir. Bir bakıma burada Türkiye'nin asıl sahibinin Türk halkı/işçi sınıfı olduğuna ve herkesin ona muhtaç olduğuna özellikle dikkat çekilmektedir. Dolayısıyla kapıcı için tercih edilen Seyit ismi bu mesajla doğrudan bağlantılıdır. Çünkü "seyit" sözcüğü lügatte "bey", "efendi" anlamına gelmektedir. Burada da aslında halkın bey olmaya lâyık olduğu mesajı işlenmektedir.

Son sahnede kapıcının yüzde 51 hisse ile apartmanı satın alması ve "Kardeş kavgasına son veriyorum!" söylemi, aslında siyasette yeni bir döneme işaret etmektedir. Bu anlamda, Türkiye'nin rejim değişikliğine gitmesi gerektiği ya da gidileceği ifşa edilmektedir. Buna göre, ne sivil ne de askerî vesayet merkezli bir yönetim tercih edilmektedir. Halk devrimiyle hem siyasete hem askeriyeye hem de farklı çıkar gruplarına büyük bir darbe indirileceği ve meselenin yalnızca hak üzerinden çözülebileceği anlatılmaktadır. Kısacası, Türkiye'de istikrarın ve mutlak hâkimiyetin sağlanması için yegâne koşulun; sermayeyi, askerî gücü, medyayı, siyaseti, bürokrasiyi ve en önemlisi halkın desteğini elinde bulundurmak olduğu vurgulanmaktadır.

Yazar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu gerçekleri iyi analiz ederek yola çıktığı kanısındadır. Nitekim 22 yıllık iktidarının ve seçim zaferlerinin altında yatan başarı sırrının başka bir şekilde açıklanamayacağını düşünmektedir.

Kemal Sunal'ın, "Ne zaman Türk halkı benim filmlerimi izlediğinde gülmekten öteye geçer ve düşünmeye başlarsa o zaman gelişmeye ve anlamaya başlamıştır," şeklindeki sözleri, bu yazıdaki düşüncelerin haklılığını ortaya koymaktadır.

Kaynakça
Bugay, U. (Senaryo Yazarı). (1976). Kapıcılar Kralı [Film]. Zeki Ökten (Yönetmen), Arzu Film.

Çetin, M. (2012). Türk Sinemasında Toplumsal Eleştiri: 1970'lerde Komedi. İstanbul: İletişim Yayınları.

Karpat, K. H. (2004). Türk Demokrasi Tarihi: Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Temeller. İstanbul: Timaş Yayınları.

Sunal, K. (1999). Kişisel Notlar (Basılmamış röportajlardan). TRT Arşivleri.

McLuhan, M. (1964). Understanding Media: The Extensions of Man. New York: McGraw-Hill.

Aylık Baran Dergisi 42. Sayı, Ağustos 2025

Akit Haber

Turkcell Kadınlar Futbol Ligi 2025/26 Sezonunda FİLBOX'da



Turkcell Kadınlar Futbol Ligi'nde 2025-2026 sezonu tüm heyecanı ile start aldı. Birbirinden güçlü kadroların rekabet ettiği ligin yayıncısı da netleşti. Bu sezon Türkiye Kadınlar Futbol Süper Ligi'nde seçili maçlar FİLBOX isimli dijital platform üzerinden yayınlanacak. Bu gelişmeyi FİLBOX bizzat kendi resmi sosyal medya hesaplarından duyurdu. Turkcell Kadınlar Futbol Ligi'nin yeni yayıncısına kavuşması, özellikle ligi yakından takip edenleri epey memnun etmiş görünüyor. Detaylar içeriğimizde!
Üyelik Sistemiyle Çalışıyor

Türkiye Kadınlar Futbol Süper Ligi, yeni yayıncısına kavuşmuş durumda. Artık maçların bir bölümü her hafta FİLBOX dijital platformunda olacak. Yeni yayıncıyla birlikte hem maçların görünürlüğünün artması hem de kadın futbolunun daha geniş kitlelere ulaşması hedefleniyor. Geçtiğimiz sezon bazı alt lig maçlarını da yayınlayan platform, bu sezon yayın ağını büyüterek Turkcell Kadınlar Futbol Ligi'ni de bünyesine kattı. FİLBOX X hesabı üzerinden duyuruyu şu sözlerle yaptı:

Kadın Futbolu FİLBOX da..! https://filbox.com.tr @TFF_Org @Fenerbahce @GalatasaraySK @Besiktas @Trabzonspor @abbfomget @antalya1207 @amedskofficial @BJKKadinFutbol

Kadın Futbolu FİLBOX da..! https://t.co/LTwnrj77S0@TFF_Org@Fenerbahce@GalatasaraySK@Besiktas@Trabzonspor@abbfomget@antalya1207@amedskofficial@BJKKadinFutbol pic.twitter.com/kc3dynwG6s

-- Filbox (@FilboxPlatform) October 4, 2025
Platform, üyelik sistemiyle çalışıyor. Aylık 150 TL ücret karşılığında abone olunabilen FİLBOX, ilk etapta her hafta 3 maç yayınlayacak. Sistem tam oturduğunda ise tüm lig maçlarının canlı olarak platformdan yayınlanması planlanıyor. Bu arada kadın futboluna özel bir yayıncılık anlayışı benimseyen FİLBOX, maç anlatımlarında da kadın spikerlere yer vererek önemli bir fark yaratmayı hedefliyor.
Beşiktaş-Fenerbahçe Derbisi FİLBOX'tan Yayınlandı

Turkcell Kadınlar Futbol Ligi'nde 3 hafta geride kaldı. Şampiyonluğun güçlü adaylarından biri olan Fenerbahçe, geçtiğimiz hafta sonunda derbi kapsamında Beşiktaş'a konuk oldu. Ezeli rekabette gülen taraf, Fenerbahçe oldu. İlk yarısı 1-1 tamamlanan maçta galibiyeti getiren gol 67'nci dakikada geldi. Fenerbahçe'de 2 gol de Cox'un ayağından geldi. Ev sahibi takımda ise tek golü, Manya kaydetti. Derbi maçı 5 Ekim Pazar günü FİLBOX üzerinden yayınlandı.

Spor Ekranı

Bakan duyurdu: 5G dönemi başlıyor

Türkiye, 16 Ekim'de yapılacak 5G ihalesiyle yeni bir dijital çağa adım atıyor. Bakan Uraloğlu, 5G'nin uzaktan ameliyattan akıllı fabrikalara kadar birçok alanda devrim yaratacağını açıkladı.



Türkiye, dijital dönüşümde tarihi bir eşiğe geliyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 16 Ekim'de gerçekleştirilecek 5G yetkilendirme ihalesi öncesinde yaptığı açıklamada, "Yeni dönem sadece hız değil, akıllı bir geleceğin başlangıcı olacak." dedi.

Bakan Uraloğlu, 5G teknolojisinin sadece internet hızını artırmakla kalmayacağını, sağlıktan sanayiye, tarımdan ulaşıma kadar her sektörde iş yapış biçimlerini kökten değiştireceğini vurguladı. "Tam otonom sürüş, uzaktan ameliyat, akıllı tarım ve akıllı fabrikalar gibi alanlarda 5G'nin sunduğu imkanlardan faydalanılacak."

 

10 Kat Daha Hızlı Mobil İnternet Dönemi
Yeni nesil 5G teknolojisiyle birlikte mobil internet hızı, mevcut 4.5G'ye göre 10 kata kadar artacak.
Uraloğlu, 5G'nin düşük gecikme süresi ve yüksek bağlantı kapasitesi sayesinde hem bireylerin hem de kurumların dijital deneyiminde devrim yaratacağını söyledi. "Bu teknolojiyle artık sadece hızlı internetten değil, aynı zamanda gerçek zamanlı iletişimden söz ediyoruz."

Akıllı Şehirler Geliyor
Bakan Uraloğlu, 5G ile birlikte akıllı şehir uygulamalarının da yeni bir boyut kazanacağını belirtti.
"Yollarda nesnelerin birbirleriyle iletişim kurduğu, otoparkların otomatik yönetildiği, enerji kullanımının optimize edildiği bir dönem başlıyor." dedi.

5G sayesinde trafikteki araçlar birbirlerinin hız ve konum bilgilerini paylaşarak kazaları azaltacak, şehirlerde enerji verimliliği artacak.



Yerli Üretime Öncelik Verilecek
Uraloğlu, 5G altyapısında yerli ve milli üretimi teşvik ettiklerini de vurguladı: "Yüzde 60 oranında yerli ürün, yüzde 30 oranında milli haberleşme ürünü kullanma zorunluluğu getiriyoruz. Böylece teknolojide dışa bağımlılığı azaltacak, yerli üreticiyi güçlendireceğiz."

Takvim Belli Oldu: 2026'da 5G Hayata Geçiyor
Bakan, 5G ihalesinin 16 Ekim 2025'te yapılacağını, mobil işletmecilerin ise 1 Nisan 2026 itibarıyla 5G hizmeti sunmaya başlayacağını açıkladı.

"Türkiye'nin dijital altyapısını 5G ile daha güçlü, hızlı ve verimli hale getirmek için önemli bir süreci başlatıyoruz." sözleriyle, bu dönüşümün Türkiye'yi küresel teknoloji liginde üst sıralara taşıyacağını söyledi.

Akit Haber

Dijitalde Kadın Oyuncuların Yükselişi



MTM Medya Takip Merkezi'nin Eylül 2025 raporuna göre, medya gündeminde Hande Erçel zirvede yer alırken, sosyal medyada Sıla Türkoğlu 1 milyon iletiyle rekor kırdı.
Yeni sezonun başlamasıyla birlikte kadın oyuncular hem ekranlarda hem dijital platformlarda popülerlik yarışının kazananı oldu.

MTM Medya Takip Merkezi'nin 01-30 Eylül 2025 tarihleri arasında internet, sosyal medya, televizyon ve yazılı basını kapsayan 10 bini aşkın kaynak üzerinden hazırladığı rapor, medya ve sosyal medyada en çok konuşulan oyuncuları ortaya koydu. Veriler, yaz döneminin ardından başlayan yeni yayın sezonuyla birlikte hem ekranlarda hem dijital mecralarda dikkat çekici bir hareketliliğe işaret ediyor.

Televizyon Ekranlarından Dijital Platformlara

Eylül ayı, oyuncuların görünürlüğünde mecralar arasında belirgin dalgalanmalar yarattı. Veriler, geleneksel medyada bir gerileme yaşanırken dijital medyada dikkat çekici bir artış kaydedildiğini gösteriyor. Ağustos ayında ilk 10 oyuncu toplamda 26 bini aşkın haber içeriğinde yer alırken, Eylül'de bu sayı 19 bin civarında gerçekleşti. Bu da yaklaşık %27'lik bir azalışa işaret ediyor.

Bu düşüşün temel nedeni, yaz boyunca televizyon kanallarında yoğun şekilde yayınlanan Yeşilçam filmlerinin haber gündeminden çekilmesi ve yerine tanıtım ağırlıklı, daha az hacimli sezon içeriklerinin gelmesi olarak değerlendiriliyor.

Geleneksel medyada en çok konuşulan isim Hande Erçel oldu. 4 bin 32 içerikle zirveye yerleşen Erçel'i, Yeşilçam'ın unutulmaz ismi Tarık Akan (2.080) ve Kerem Bürsin (2.022) izledi. Yaz aylarında dijital ağırlıklı gündem yaratan isimlerin yanı sıra nostaljik figürlerin de listede üst sıralarda yer alması, medya görünürlüğünün hem kuşak hem mecra bazında çeşitlendiğini gösterdi.

Medyada En Çok Konuşulan Oyuncular

1.      Hande Erçel - 4.032 içerik

2.      Tarık Akan - 2.080 içerik

3.      Kerem Bürsin - 2.022 içerik

4.      Demet Özdemir - 2.016 içerik

5.      Yılmaz Güney - 1.935 içerik

6.      Menderes Samancılar - 1.718 içerik

7.      Ufuk Özkan - 1.660 içerik

8.      Zuhal Topal - 1.541 içerik

9.      Çağatay Ulusoy - 1.528 içerik

10.  Nilperi Şahinkaya - 1.474 içerik

11.  Yasemin Özilhan - 1.410 içerik

12.  Cemre Baysel - 1.404 içerik

13.  Sinem Ünsal - 1.317 içerik

14.  Sadri Alışık - 1.305 içerik

15.  Barış Arduç - 1.267 içerik

 

Yükselen İsimler ve Listeye Yeni Girenler

Eylül listesi, bir önceki aya göre büyük oranda yenilendi. Ağustos'ta ilk 10'da yer alan isimlerden yalnızca Hande Erçel ve Tarık Akan Eylül'de de yerini koruyabildi.

Kerem Bürsin, Demet Özdemir, Yılmaz Güney, Menderes Samancılar, Ufuk Özkan, Zuhal Topal, Çağatay Ulusoy ve Nilperi Şahinkaya ise bu ay ilk kez ilk 10 listesine giren isimler oldu.

Bu tablo, medya görünürlüğünde %80 oranında yenilenme yaşandığını gösteriyor. Yaz döneminde Yeşilçam efsanelerinin öne çıktığı görünürlük dengesi, Eylül itibarıyla tamamen yeni sezon dizileri ve dijital projelere yönelmiş durumda.

Ayrıca kadın oyuncuların görünürlüğü de belirgin biçimde arttı. İlk 10'da Hande Erçel, Demet Özdemir, Zuhal Topal ve Nilperi Şahinkaya yer aldı; böylece kadın oranı %40'tan %47'ye yükseldi.

Dijital Popülerliğin Yeni Dengesi: Kadın Gücü!

Sosyal medyada tablo, televizyon ekranlarından farklı ama aynı ölçüde çarpıcıydı. Sıla Türkoğlu, 1 milyon iletiyle açık ara farkla zirvede yer aldı. Onu Akın Akınözü (408 bin) ve Kerem Bürsin (355 bin) izledi. Kadın oyuncuların sosyal medya etkileşim oranı bu ay %53'e ulaştı. Özellikle Dilin Döğer (327 bin), Hande Erçel (308 bin) ve Biran Damla Yılmaz (198 bin) gibi isimler, takipçi toplulukları üzerinden yüksek etkileşim üreterek platformlarda güçlü bir görünürlük sağladı.

Ağustosa göre sosyal medya ileti hacminde olağanüstü bir artış yaşandı. Geçen ay ilk 10 oyuncu toplamda 534 bin ileti üretmişken, Eylül'de bu rakam 3,6 milyona yükseldi - yani yaklaşık %579'luk bir sıçrama. Bu artış, hem dizi sezonlarının açılması hem de fan topluluklarının eş zamanlı kampanyalar düzenlemesiyle doğrudan ilişkili.

Sosyal Medyada En Çok Konuşulan Oyuncular

1.      Sıla Türkoğlu - 1.000.000 ileti

2.      Akın Akınözü - 408.300 ileti

3.      Kerem Bürsin - 354.900 ileti

4.      Dilin Döğer - 327.900 ileti

5.      Hande Erçel - 307.800 ileti

6.      Atakan Özkaya - 299.300 ileti

7.      İlhan Şen - 293.900 ileti

8.      Demet Özdemir - 221.200 ileti

9.      Halit Özgür Sarı - 218.500 ileti

10.  Biran Damla Yılmaz - 197.900 ileti

11.  Hafsanur Sancaktutan - 162.300 ileti

12.  Özge Yağız - 154.600 ileti

13.  Lizge Cömert - 152.200 ileti

14.  Barış Arduç - 149.200 ileti

15.  Aybüke Pusat - 147.400 ileti

 

Dijitalleşen Gündem: Mecralar Arası Güç Değişimi

Eylül ayında oyuncular hakkında yapılan haberlerin %65'i dijital mecralarda (internet haber siteleri, sosyal medya ve bloglar), %20'si televizyon yayınlarında, %15'i ise yazılı basında yer aldı. Bu tablo, haber üretiminin ağırlıklı olarak çevrimiçi platformlara kaydığını ve özellikle sosyal medya etkileşimlerinin haber ajandalarını şekillendirmede belirleyici hale geldiğini gösteriyor.

Aylar arası karşılaştırma da bu dönüşümü destekliyor. Geleneksel medya görünürlüğü %27 azalırken, sosyal medya konuşmaları yaklaşık altı katına çıktı. Bu çarpıcı fark, dijital dönüşümün artık sadece bir eğilim değil, sektörün merkezine yerleşmiş bir gerçek olduğunu ortaya koyuyor.

Kadın Temsiliyeti: Artan Görünürlük

Eylül ayında ilk 15'te yer alan oyuncuların %47'si kadın oldu. Ağustosa göre kadın oyuncu oranı %40'tan %47'ye yükseldi. Bu artış, hem medya hem sosyal medya gündeminde kadın oyuncuların projeleri, işbirlikleri ve toplumsal farkındalık kampanyalarıyla daha fazla yer bulduğunu ortaya koydu.

Dijitalde Yeni Güç: Kuşaklar Arası Denge!

MTM Medya Takip Merkezi'nin Eylül 2025 raporu, oyuncu gündeminin hem mecralar hem kuşaklar açısından daha dengeli hale geldiğini gösteriyor. Geleneksel medya hâlâ Yeşilçam nostaljisini canlı tutarken, sosyal medya kadın oyuncuların güçlü etkileşimleriyle popülerlik haritasını yeniden şekillendirdi. Bu tablo, oyuncuların yalnızca ekran performanslarıyla değil, dijital dünyadaki varlıklarıyla da kamuoyundaki yerlerini belirledikleri yeni dönemi temsil ediyor.

Medyaloji

Ayhancan Güven'in Yarıştığı GT World Challenge Youtube'da Yayınlanıyor



Dünyaca ünlü otomobil sporcusu Ayhancan Güven, 12 Ekim Pazar günü kritik bir yarışa çıkıyor. 2025 GT World Challenge Avrupa Dayanıklılık Kupası kapsamında yarışacak olan Güven, İspanya'da sahne alıyor. 2025 GT World Challenge Avrupa Dayanıklılık Kupası'nın 10'uncu ayağı, GT World YouTube kanalından yayınlanacak.
Ayhancan Güven, Sezonun Kapanış Yarışında

Almanya Binek Otomobil Şampiyonası (DTM) 2025 sezonunu zirvede tamamlayan Red Bull sporcusu Ayhancan Güven, bu defa GT World Challenge Avrupa Dayanıklılık Kupası'nda sahne alıyor. Barcelona-Catalunya pistinde gerçekleşecek yarış, sezonun kapanış mücadelesi olma özelliği taşıyor. Türkiye'nin en başarılı motor sporları pilotlarından biri olan Ayhancan Güven, pistte yine üst düzey bir mücadeleye hazırlanıyor. Genç pilot, Schumacher CLRT takımı adına direksiyon başına geçecek. Hollandalı Larry ten Voorde ve Fransız Alessandro Ghiretti ile aynı takımı paylaşacak olan başarılı sporcumuz, yaklaşık üç saat sürecek bu zorlu dayanıklılık yarışında stratejik zekasını ortaya koymaya çalışacak.

THE FINAL CHAPTER 🇪🇸🏆

An epic 2025 GT World Challenge season comes to a conclusion in Barcelona, as a simply historic championship battle concludes at the Spanish circuit.

Be there on Sunday 12th October, finale day, for just 25€ and witness this incredible title fight write... pic.twitter.com/5668s2JtOe

-- GT World Challenge Europe Powered by AWS (@GTWorldChEu) October 8, 2025
GT World Challenge Avrupa'da Heyecan Dolu Yarış

GT World Challenge Avrupa Dayanıklılık Kupası, uzun soluklu yarış formatı ve farklı sürücü kombinasyonlarıyla motor sporlarının en prestijli serilerinden biri olarak kabul ediliyor. Oldukça heyecanlı geçmesi beklenen yarış, sürücüler ve takımlar için büyük önem taşıyor. Serüven 11 Ekim Cumartesi günü TSİ 10.00'da başlayacak. Bu saatte ilk olarak antrenman seansı yapılacak. Hemen ardından TSİ 15.35'te ön eleme turları koşulacak. 12 Ekim Pazar günü ise TSİ 11.25'te sıralama turları düzenlenecek ve ana yarış TSİ 16.00'da başlayacak. Tüm heyecan, GT World'ün YouTube kanalından canlı olarak izlenebilecek.

Spor Ekranı

Türkiye'den yapay zeka atağı! Kumru LLM tanıtıldı

Türkçe için sıfırdan eğitilen ilk büyük dil modeli VNGRS'nin geliştirdiği model 7,4 milyar parametreli, kurumsal belge işleme, özetleme ve SSS/arama gibi kullanım alanlarını hedefliyor. İngilizce ve kod yazma konusunda da temel yeteneklere sahip.



Mimari Mistral-v0.3 tabanlı. 8.192 token bağlam uzunluğu (yaklaşık 20 A4 sayfası) sunuyor. Tasarım tercihleri (batch, optimizer, LR) LLaMA-3 teknik dokümanındaki yaklaşımlarla uyumlu.

EĞİTİM SÜRECİ

45 günde, H100/H200 GPU'larda eğitildi. 500 GB temiz ve tekilleştirilmiş Türkçe veriyle ön eğitim; ardından 1 milyon örnekle ince ayar yapıldı. Bilgi kesim tarihi Mart 2024.

DONANIM VE DAĞITIM

Verimlilik odaklı tasarım sayesinde RTX 3090 / RTX A4000 gibi 16 GB VRAM'li ekran kartlarında çalışabiliyor. Kurum içi konuşlandırma için düşük maliyetli bir seçenek olarak konumlanıyor.

PERFORMANS İDDİASI

Türkçe görevlerde (özellikle dilbilgisi düzeltme ve özetleme) çok daha büyük modelleri geride bıraktığı belirtiliyor. Türkçe'nin yapısal/anlamsal özelliklerini daha iyi kavradığı vurgulanıyor.

TOKENİZASYON YENİLİKLERİ

Türkçe'ye özel RegEx tabanlı ön işleme: satır sonları, noktalama ve sayılar ayrı token'lar. Metinleri %38-%98 daha az token ile temsil edebildiği, dolayısıyla daha uzun metinleri daha hızlı ve düşük maliyetle işleyebildiği ifade ediliyor.

KÜÇÜK SÜRÜM: KUMRU-2B

Donanım Haber'in haberine göre, Aynı mimarinin 2B parametreli, açık kaynak versiyonu. ~4,8 GB bellekle çalışıyor; mobil dahil hafif cihazlarda kullanılabiliyor. Hugging Face üzerinden erişim açık.

Akit Haber

Ebo Duyurdu: Kürtçe Ses Yarışması Yakında

Kısa adıyla Ebo olarak bilinen rap müzik yapımcısı İbrahim Tilaver, Kürtçe ses yarışması düzenleyeceğini duyurdu.



Kısa adıyla Ebo olarak bilinen rap müzik yapımcısı İbrahim Tilaver, Kürtçe ses yarışması düzenleyeceğini duyurdu. Ebo, sosyal medyadan yaptığı duyuruda "Türkiye'de ilk Kürtçe ses yarışması çok yakında" ifadelerini kullandı.

Bir süre önce Final Gate isimli bir yarışma programı düzenleyen Ebo, yarışmada hile ve kayırma gibi iddialarla gündeme gelmişti.



Müzik On Air

Dramatik kadın hikayelerinde belirgin artış...



MTM Medya Takip Merkezi, Eylül 2025'te medya ve sosyal medyada en çok konuşulan dizileri araştırdı.
Rapora göre; geleneksel medyada Kızılcık Şerbeti, sosyal medyada ise Uzak Şehir zirvede yer alırken, en çok konuşulan diziler ise kadın hikâyelerinin öne çıktığı dramatik yapımlar oldu.

01-30 Eylül 2025 tarihleri arasında 10 bini aşkın kaynak taranarak hazırlanan MTM Medya Takip Merkezi raporu, televizyon dizilerinin medya ve sosyal medyadaki görünürlüğünü ortaya koydu. Eylül verileri, yaz döneminin durağan temposunun ardından dizi dünyasında belirgin bir hareketliliğe işaret ediyor.

Dizilerin Medya Performansı %70 arttı!

4 bin 853 haberle Kızılcık Şerbeti, eylül ayında medyanın en çok konuşulan dizisi oldu. Aile, kültür ve toplumsal değerleri odağına alan yapım, hem internet haber sitelerinde hem de yazılı basında güçlü bir görünürlük yakaladı. 3 bin 726 haberle Eşref Rüya ikinci sırada, 3 bin 153 haberle Uzak Şehir üçüncü sırada konumlandı. Özellikle "Uzak Şehir"in sosyal medya etkileşimiyle paralel biçimde medyada da yükselişe geçtiği görülüyor.

Haziran 2025'te dizilerin sezon finaline girdiği döneme kıyasla, genel medya hacminde yaklaşık %70 oranında artış yaşandı. Bu artış, yeni sezonun başlamasıyla televizyon eleştirileri, röportajlar ve tanıtım haberlerinin hızla gündemi canlandırdığını gösteriyor.

Medyada En Çok Konuşulan Diziler

1.      Kızılcık Şerbeti - 4.853 haber

2.      Eşref Rüya - 3.726 haber

3.      Uzak Şehir - 3.153 haber

4.      Gözleri Karadeniz - 2.235 haber

5.      Aşk ve Gözyaşı - 1.660 haber

6.      Arka Sokaklar - 1.587 haber

7.      Cennetin Çocukları - 1.574 haber

8.      Mehmed: Fetihler Sultanı - 1.326 haber

9.      Kral Kaybederse - 1.248 haber

10.  Sahipsizler - 896 haber

11.  Veliaht - 872 haber

12.  Halef: Köklerin Çağrısı - 860 haber

13.  Kuruluş Osman - 821 haber

14.  Can Borcu - 693 haber

15.  Çarpıntı - 560 haber

Sosyal Medyada Dikkat Çeken Değişim

Eylül ayında sosyal medya liderliği Uzak Şehir'in oldu. 531 bin 100 iletiyle zirveye yerleşen dizi, izleyicilerin yoğun duygusal paylaşımlarına konu oldu. Veliaht 396 bin 400 iletiyle ikinci, Çarpıntı ise 348 bin 500 iletiyle üçüncü sırada yer aldı. Bu üç dizi, toplam sosyal medya etkileşimlerinin yaklaşık %55'ini oluşturdu. Haziran'a kıyasla sosyal medya etkileşimleri dikkat çekici biçimde arttı.
Haziran 2025'te ilk 10 dizinin toplam sosyal medya hacmi 879 bin ileti düzeyindeyken, Eylül ayında bu sayı 2 milyon 828 bin 200'e ulaşarak %222'lik bir artış kaydetti.

Bu yükseliş, yeni sezonun izleyici heyecanını dijital platformlara güçlü biçimde taşıdığını ortaya koyuyor. Listeye son dönemde adını daha sık duyuran Halef: Köklerin Çağrısı ve Kıskanmak gibi yapımların girmesi, sonbahar sezonunun sosyal medyada taze bir içerik dinamizmi yarattığını gösteriyor.

Platformlar Arası Paralellik Güçlendi

Eylül ayında dizilerin mecralar arası performansı da dikkat çekti. İlk 10 dizi içinde altı yapım (Kızılcık Şerbeti, Eşref Rüya, Uzak Şehir, Aşk ve Gözyaşı, Gözleri Karadeniz, Sahipsizler) hem geleneksel medya hem sosyal medya listelerinde yer aldı. Bu oran %60 ile, Haziran ayındaki %40'lık paralellik oranına göre 20 puanlık artış anlamına geliyor. Bu tablo, yapımcıların sezon başlangıcında tanıtım ve izleyici etkileşimini daha bütünleşik biçimde yönettiğini gösteriyor.

Sosyal Medyada En Çok Konuşulan Diziler

1.      Uzak Şehir - 531.100 ileti

2.      Veliaht - 396.400 ileti

3.      Çarpıntı - 348.500 ileti

4.      Eşref Rüya - 344.600 ileti

5.      Aşk ve Gözyaşı - 288.900 ileti

6.      Gözleri Karadeniz - 280.000 ileti

7.      Kızılcık Şerbeti - 220.800 ileti

8.      Halef: Köklerin Çağrısı - 190.200 ileti

9.      Teşkilat - 128.700 ileti

10.  Kıskanmak - 104.400 ileti

11.  Sahipsizler - 75.500 ileti

12.  Arka Sokaklar - 58.500 ileti

13.  Bahar - 48.200 ileti

14.  Cennetin Çocukları - 43.700 ileti

15.  Gönül Dağı - 37.800 ileti

Tür Eğiliminde Dramatik Ağırlık

Eylül 2025 raporu, dizi türlerinde de belirgin bir yön değişimini ortaya koydu. İlk 15 dizinin %67'si drama veya sosyodrama türünde. Haziran döneminde bu oran %55'ti. Bu artış, izleyicilerin yeni sezonda aksiyondan çok duygusal ve toplumsal hikâyelere yöneldiğini, yapımcıların da bu ilgiye yanıt olarak karakter merkezli senaryolara ağırlık verdiğini gösteriyor. Tarih temalı yapımlar (Mehmed: Fetihler Sultanı, Kuruluş Osman) ve uzun soluklu polisiyeler (Arka Sokaklar) ise geleneksel izleyici kitlesini korumayı sürdürüyor.

Toplam yansımanın %93'ü sosyal medyada gerçekleşti

Eylül 2025 verilerine göre toplam görünürlükte dijital mecralar belirleyici konumda. Toplam yansımaların %93'ü sosyal medyada, %6'sı internet haber sitelerinde, %1'i televizyon ve yazılı basında gerçekleşti. Bu tablo, televizyon dizilerinin izleyiciyle olan etkileşiminin artık neredeyse tamamen dijital platformlar üzerinden yürüdüğünü gösteriyor.

Kadın Temsiliyeti Artış Eğiliminde

Eylül ayında hem medya hem de sosyal medya listelerinde Kızılcık Şerbeti, Eşref Rüya ve Aşk ve Gözyaşı gibi güçlü kadın karakterlerin öne çıktığı yapımlar dikkat çekti. Haziran raporunda ilk 10 dizi arasında kadın odaklı yapımların oranı %20 iken, Eylül ayında bu oran 10 puanlık artış ile %30'a yükseldi. Bu tablo, yeni sezonla birlikte toplumsal ve kadın temsiline odaklanan dizilerin izleyiciler tarafından daha fazla sahiplenildiğini gösteriyor.

MTM Medya Takip Merkezi'nin Eylül 2025 raporu, televizyon dizilerinin sonbahara güçlü bir geri dönüş yaptığını gösteriyor. Sosyal medyanın etkileşim odaklı yükselişi devam ederken, geleneksel medya hâlâ hikâye gücü yüksek yapımlara alan açıyor. Veriler, izleyici ilgisinin mecralar arası geçişkenliğini koruduğunu; dizi dünyasının ise yeni sezonla birlikte daha dinamik, entegre ve etkileşimli bir döneme girdiğini ortaya koyuyor.

Medyaloji

44 yıllık yayın hayatı sona eriyor! Kapatma kararı
44 yıllık yayın hayatıyla bir döneme damga vuran MTV, 2025 sonunda ekranlara veda edecek. Paramount Global, maliyet düşürme politikası kapsamında MTV Music, MTV 80s, MTV 90s, Club MTV ve MTV Live kanallarını kapatma kararı aldı.



Müzik kanalı MTV, 44 yılın ardından ekranlara veda etmeye hazırlanıyor. Paramount Global, 31 Aralık 2025 itibarıyla beş MTV kanalının yayın hayatına son verileceğini açıkladı. Böylece, bir dönemin sembolü haline gelen geleneksel müzik televizyonu resmen tarihe karışacak.

Süreç İngiltere ve İrlanda'da başlayacak

Paramount Global'in açıklamasına göre, MTV Music, MTV 80s, MTV 90s, Club MTV ve MTV Live kanalları kapatılacak. Süreç ilk olarak İngiltere ve İrlanda'da başlayacak, ardından Fransa, Almanya, Avusturya, Polonya, Macaristan, Avustralya ve Brezilya'ya yayılacak.

Kararın, şirketin bu yıl Skydance Media ile birleşmesinin ardından uygulamaya koyduğu maliyet düşürme stratejisinin bir parçası olduğu bildirildi. Ancak bu adım, yalnızca ekonomik nedenlerle değil; izleyicilerin müziği artık büyük oranda dijital platformlar üzerinden deneyimlemesinin bir sonucu olarak da değerlendiriliyor.

MTV markası tamamen ortadan kalkmayacak

Paramount Global, MTV markasının tamamen ortadan kalkmayacağını, dijital platformlarda ve VMAs ile EMAs gibi ödül organizasyonları aracılığıyla varlığını sürdüreceğini belirtti. Yine de, 31 Aralık 2025 itibarıyla MTV'nin klasik yayın dönemi resmen sona erecek.

Patronlar Kulisi